Tazminat Sorumluluğu, SGK Süreçleri ve Kusur Oranlarının Değerlendirilmesi
İş sağlığı ve güvenliği, modern çalışma hayatının vazgeçilmez unsurlarından biridir. Ancak her türlü önleme rağmen iş kazaları ve meslek hastalıkları, iş hukukunun en hassas konularından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu olaylar yalnızca çalışanın değil, aynı zamanda işverenin de hukuki ve cezai sorumluluklarını doğurur. Türk hukukunda işverenin bu tür durumlarda hangi yükümlülüklerle karşı karşıya olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) işlemleri, tazminat sorumluluğu ve kusur oranlarının nasıl değerlendirileceği ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Bu makalede, işverenin iş kazası ve meslek hastalığı karşısındaki sorumluluğu, yasal çerçeve ve uygulamadaki içtihatlarla birlikte ele alınmaktadır.
1. İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tanımı
İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesinde tanımlanmış olup, sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevli olarak iş yeri dışında bulunduğu sırada meydana gelen olayları kapsar.
Meslek hastalığı ise aynı Kanun’un 14. maddesine göre, sigortalının mesleğini icra ederken uğradığı, işin niteliğinden doğan sürekli hastalık ya da sakatlık hâlidir. Her iki durumda da SGK, zarar gören çalışana belirli haklar tanımakta; ancak bu, işverenin özel hukuk sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
2. İşverenin Hukuki Sorumluluğu
Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve İş Kanunu çerçevesinde işverenin iş sağlığı ve güvenliği konusunda temel yükümlülüğü, “önlem alma” borcudur. Bu kapsamda işveren;
- Çalışanları bilgilendirmek,
- Eğitim vermek,
- Risk analizleri yapmak,
- Koruyucu ekipman temin etmek,
- Güvenli çalışma ortamı sağlamakla yükümlüdür.
İşveren bu yükümlülükleri ihlal ederse ve bu ihlal sonucu bir iş kazası veya meslek hastalığı meydana gelirse, hem tazminat yükümlülüğü hem de cezai sorumluluk söz konusu olur.
3. Tazminat Türleri ve Yargı Yolu
İş kazası veya meslek hastalığı sonrası işverenin sorumluluğu, maddi ve manevi tazminat taleplerine konu olabilir. Maddi tazminat kapsamında:
- Tedavi giderleri,
- Geçici veya sürekli iş göremezlik nedeniyle gelir kaybı,
- Bakıcı giderleri gibi zararlar yer alır.
Manevi tazminat ise, işçinin veya mirasçılarının yaşadığı acı, elem ve ıstırabın karşılığı olarak talep edilir.
Bu davalar, genellikle iş mahkemelerinde görülür. SGK’dan alınan iş kazası tespiti kararı veya meslek hastalığı tanısı, yargı sürecinde delil niteliği taşır. Ancak tazminat davası açılması için, SGK işlemlerinin tamamlanması şart değildir.
4. SGK Süreci ve Rücu Davaları
İş kazası veya meslek hastalığı SGK’ya bildirildiğinde, Kurum;
- Olayı inceler,
- Sağlık raporları ile meslek hastalığı tespiti yapar,
- Sürekli veya geçici iş göremezlik ödeneği bağlar.
SGK, zarar gören sigortalıya yaptığı ödemeleri, olayda kastı veya ağır kusuru bulunan işverene rücu edebilir. Bu durum, işverenin yalnızca özel hukuk açısından değil, idari yönden de mali sorumluluk altında kalmasına neden olur.
5. Kusur Oranı ve Sorumluluğun Belirlenmesi
İşverenin sorumluluğu belirlenirken, olayda kusur oranı esas alınır. Bu oran, bilirkişi raporları doğrultusunda mahkemeler tarafından belirlenir. Yargıtay içtihatlarına göre:
- Kusurun tamamı işverende ise tazminatın tamamı ödenir.
- Kusur oranı bölünmüşse, işveren sadece kendi kusuru oranında sorumludur.
- Çalışanın ağır kusuru, tazminatı azaltabilir; ancak işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmemesi hâlinde sorumluluk doğmaya devam eder.
Örneğin, işçiye güvenlik ekipmanı verilmemiş veya verilen ekipmanın kullanımı denetlenmemişse, işverenin kusuru kaçınılmaz kabul edilir.
6. Sonuç
İş kazaları ve meslek hastalıkları, yalnızca bir iş hukuku sorunu değil, aynı zamanda bir insan hakları ve toplumsal refah meselesidir. İşverenin, çalışanlarının yaşam ve sağlık haklarını koruma yükümlülüğü, hukukun en temel ilkelerinden biri olan “zarar vermeme” prensibi ile örtüşmektedir. Bu sorumluluğun ihlali hâlinde, hem sosyal güvenlik sistemi devreye girer hem de özel hukuk tazminat sorumluluğu gündeme gelir. İşverenlerin yasal yükümlülüklerini ihmal etmeden, proaktif bir iş sağlığı ve güvenliği kültürü benimsemeleri; hem çalışanların hem de işletmelerin sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşımaktadır.
Diğer Yazılarımız:
Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) Nedir?
SGK Tarafından Yapılan Denetimler ve İşveren Yükümlülükleri
Alt İşverenlik (Taşeron) İlişkileri ve Sorumluluklar
Mobbing (Psikolojik Taciz) Davaları ve Tazminat Hakları
Gece Çalışması ve Kadın İşçilerin Korunması
Güvencesiz Çalışma Türleri: Belirsiz Süreli, Kısmi Süreli ve Deneme Süreli İşler
Konkordato: Borçlunun Mali Yeniden Yapılanma Hakkı
İş Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davası
4857 Sayılı İş Kanununun 24. Maddesi Kapsamında İşçinin Haklı Fesih İmkanları