Günümüzde iş gücü piyasasında esnek istihdam modellerinin yaygınlaşmasıyla birlikte alt işverenlik (taşeronluk) uygulamaları iş hayatının ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir. Özellikle büyük ölçekli işletmelerde, asıl işverenin bazı işlerini başka bir işverene gördürmesi uygulaması, işverenlik sorumluluğunun paylaşılması açısından önemlidir. Ancak bu uygulama, zamanla işçi haklarının ihlali riskini doğurmuş ve bu nedenle hukuki olarak sınırlandırılmıştır.
Bu yazıda, alt işverenlik ilişkisi nedir, asıl iş – yardımcı iş ayrımı, muvazaa kavramı ve alt işveren işçilerinin işçilik alacaklarına dair sorumluluklar detaylı şekilde ele alınacaktır.
1. Alt İşverenlik Kavramı
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde, alt işverenlik; bir işverenin, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektiren işlerde, bu işleri kendi işçileri ile yerine getirmesi için başka bir işverene (alt işverene) verdiği iş ilişkisi olarak tanımlanmıştır.
Bu düzenlemeye göre üçlü bir ilişki söz konusudur:
- Asıl işveren: Ana faaliyet alanını yürüten ve işyerinin sahibi olan işveren.
- Alt işveren (taşeron): Asıl işverenin bir kısmını devrettiği işi kendi işçileri ile yapan diğer işveren.
- Alt işveren işçisi: Alt işverene bağlı çalışan, ancak fiilen asıl işverenin işyerinde faaliyet gösteren işçi.
2. Asıl İş – Yardımcı İş Ayrımı ve Uygulama Alanı
İş Kanunu’na göre alt işverenlik uygulaması yalnızca:
- Yardımcı işler (örneğin temizlik, güvenlik, bakım-onarım),
- Asıl işin uzmanlık gerektiren bölümleri için mümkündür.
Asıl işin tamamının alt işverene devri ise yasaklanmıştır. Bu sınırlamanın amacı, asıl işin paravan şirketler aracılığıyla bölünmesini ve işçilerin güvencesiz istihdam edilmesini önlemektir.
Yargıtay içtihatlarında, bir işin yardımcı mı yoksa asıl iş mi olduğu, iş yerinin faaliyet alanı, iş organizasyonu ve işçinin işverene bağımlılığı gibi kriterlerle değerlendirilir. Asıl işin alt işverene verilmesi, genellikle muvazaa kapsamında değerlendirilir.
3. Muvazaa ve Hukuki Sonuçları
Muvazaa, tarafların gerçek niyetlerini gizleyerek üçüncü kişileri yanıltmak amacıyla yaptıkları görünüşteki işlemdir. Alt işverenlik ilişkisinde muvazaa, çoğunlukla şu durumlarda ortaya çıkar:
- Asıl iş, uzmanlık şartı taşımaksızın alt işverene verilmişse,
- Alt işverenin bağımsız bir işverenlik fonksiyonu yoksa,
- İşçilerin özlük işlemleri asıl işveren tarafından yürütülüyorsa.
Bu durumda iş ilişkisinin baştan itibaren geçersiz olduğu kabul edilir ve işçi başından beri asıl işverenin işçisi sayılır. Bu tespitin yapılabilmesi için iş mahkemelerinde açılacak muvazaa tespiti davası gereklidir.
4. İşçilik Alacaklarında Sorumluluk
Alt işverenlik ilişkisi geçerli olsa bile, 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı bazı sorumluluklar taşır. Bu kapsamda:
- Ücret, fazla mesai, yıllık izin, kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçilik alacaklarından asıl işveren de alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.
- İşçi, dilerse yalnızca alt işverene, dilerse asıl işverene ya da her ikisine birlikte dava açabilir.
- Asıl işveren, alt işverene rücu edebilir ancak işçi bu durumdan etkilenmez.
Bu sistem, işçiyi koruma amacı taşır. Asıl işveren, işyerini kendi yönetimi altında tuttuğu için, alt işverenin sorumluluğunu da üstlenmiş sayılır.
5. Yargıtay Uygulamaları
Yargıtay, alt işverenlik ilişkilerinde işçinin fiili çalıştığı koşullar, kimin denetimi ve talimatı altında çalıştığı, işin niteliği gibi unsurlara göre değerlendirme yapar. Özellikle muvazaa tespitinde, biçimsel sözleşmeden çok, fiili ilişki esas alınır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin kararlarına göre, alt işveren işçisinin özlük hakları alt işveren tarafından karşılanmasa bile, bu yükümlülükten asıl işveren kurtulamaz.
Sonuç
Alt işverenlik uygulamaları, iş organizasyonunun bir parçası olarak kabul edilse de, kötüye kullanım ihtimali nedeniyle sıkı denetim ve yargı denetimi altındadır. Asıl işin bölünerek taşerona verilmesi hâli, muvazaa kapsamında değerlendirilerek geçersiz sayılır. Bu durumda işçi, başından itibaren asıl işverenin işçisi kabul edilir ve tüm haklarını ona karşı ileri sürebilir. Dolayısıyla işverenlerin bu tür sözleşmeleri düzenlerken dikkatli olmaları, hukuki riskleri göz önünde bulundurarak hareket etmeleri büyük önem arz eder. İşçilerin de hak kaybı yaşamamaları adına iş ilişkilerini ve gerçek işverenlerini doğru değerlendirmeleri gereklidir.
Diğer Yazılarımız:
Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) Nedir?
SGK Tarafından Yapılan Denetimler ve İşveren Yükümlülükleri
Mobbing (Psikolojik Taciz) Davaları ve Tazminat Hakları
Gece Çalışması ve Kadın İşçilerin Korunması
Güvencesiz Çalışma Türleri: Belirsiz Süreli, Kısmi Süreli ve Deneme Süreli İşler
Konkordato: Borçlunun Mali Yeniden Yapılanma Hakkı
İş Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davası
4857 Sayılı İş Kanununun 24. Maddesi Kapsamında İşçinin Haklı Fesih İmkanları
2 thoughts on “Alt İşverenlik (Taşeron) İlişkileri ve Sorumluluklar”