Boşanmada Soyadı Kullanımı: Kadının Evlenmeden Önceki Soyadını Kullanması

Boşanma, evlilik birliğinin sona ermesinin hukuki sonuçlarını doğuran bir süreçtir. Bu süreçte yalnızca eşlerin birlikte yaşama yükümlülüğü sona ermez; aynı zamanda mal paylaşımı, velayet, nafaka ve soyadı kullanımı gibi medeni hak ve statülerde de değişiklikler meydana gelir. Bu bağlamda, kadının boşanma sonrası hangi soyadını kullanacağı, Türk Medeni Hukuku’nda ve Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında tartışmalı bir yer tutmaktadır.

Bu makalede, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde kadınların boşanma sonrası soyadı kullanımı, bu alandaki yasal sınırlamalar, istisnai hâller ile Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının kadınların soyadı hakkı üzerindeki etkileri değerlendirilecektir.

1. Soyadı Hakkının Hukuki Temeli: TMK ve Soyadı Kanunu

Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesine göre kadın, evlenmekle birlikte kocasının soyadını alır. Kadın, evlenmeden önceki soyadını da kocasının soyadının önünde kullanmak istiyorsa, bunu evlenme sırasında veya daha sonra nüfus müdürlüğüne yazılı başvuru ile talep edebilir. Aynı Kanun’un 173. maddesine göre ise boşanma hâlinde kadın, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır.

Ancak bu genel kural, bazı durumlarda istisnalara tabidir. Kanun, boşanma sonrası da kadının eski eşinin soyadını kullanabilmesine imkân tanımaktadır. TMK m.173/2’ye göre:

“Kadın, boşandığı eşinin soyadını kullanmakta menfaati olduğunu ve bunun eski eş için herhangi bir sakınca doğurmadığını ispat ederse, mahkeme kararıyla bu soyadını taşımaya devam edebilir.”

Bu düzenleme, kadının boşanma sonrasında da tanınmışlık, mesleki kimlik ve toplumsal çevresiyle olan bağlarını sürdürebilmesi açısından önemlidir.

2. Boşanma Sonrası Eski Eşin Soyadının Kullanımı

Boşanan bir kadın, evlilik süresi boyunca edindiği sosyal ve mesleki kimliğini korumak amacıyla eski eşinin soyadını kullanmak isteyebilir. Bu durumda kadının iki koşulu birlikte sağlaması gerekir:

  • Bu soyadını kullanmakta menfaatinin bulunması (örneğin akademik tanınırlık, ticari faaliyet, marka değeri),
  • Soyadının kullanımının, eski eşi için bir sakınca oluşturmaması.

Mahkemeler, her iki koşulun birlikte oluşup oluşmadığını değerlendirerek karar verir. Mahkeme kararı olmadan, kadın boşandıktan sonra kocasının soyadını kullanmaya devam edemez. Bu yönüyle TMK m.173/2 sınırlayıcı niteliktedir.

3. Anayasa Mahkemesi ve AİHM Kararları Işığında Soyadı Hakkı

Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), soyadı meselesini kişilik hakkı, özel yaşam ve eşitlik ilkesi bağlamında ele almıştır. AYM, 8.12.2011 tarihli kararında, kadının evlendikten sonra sadece kocasının soyadını taşıma zorunluluğunu Anayasa’ya aykırı bularak kadının kendi soyadını da kullanabilmesine olanak sağlayan yorumlara kapı aralamıştır.

AİHM ise Türkiye’ye karşı açılan davalarda, yalnızca kadınların soyadının evlilikle değişmesi zorunluluğunu ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirmiş ve bu uygulamayı ayrımcı bulmuştur (Örneğin: Ünal Tekeli/Türkiye kararı).

Bu kararlar doğrultusunda, sadece boşanma değil, evlilik sırasında da kadınların kendi soyadlarını tek başına kullanabilmesi gerektiği yönünde güçlü bir içtihat oluşmuştur. Ancak TMK m.187 halen yürürlükte olup, bu konuda mevzuat değişikliği yapılmamıştır.

4. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Tavsiyeler

Boşanan kadınların eski eşlerinin soyadını kullanma taleplerinde, mahkemeler zaman zaman farklı değerlendirmelerde bulunabilmektedir. Özellikle şu konular dikkat çekicidir:

  • “Menfaat” kriterinin soyut değil somut delillerle ispatlanması gerekir.
  • Eski eşin soyadını kullanan kadının, bu soyadıyla kamuoyunda tanınırlık kazanmış olması önemli bir unsurdur.
  • Eski eşin itirazı olması hâlinde, itirazın makul bir gerekçeye dayanıp dayanmadığı değerlendirilir.

Kadınların hak kaybı yaşamamaları için boşanma sonrası soyadı kullanımına ilişkin taleplerini dilekçelerinde açıkça belirtmeleri ve dayanaklarıyla birlikte mahkemeye sunmaları önemlidir.

Sonuç

Boşanma sonrası kadının soyadı kullanımı, kişilik hakkı, toplumsal tanınırlık ve mesleki itibar ile doğrudan ilişkilidir. Türk Medeni Kanunu, sınırlı şartlar altında kadına eski eşinin soyadını kullanma hakkı tanımaktadır. Ancak bu alan, bireysel haklar ve cinsiyet eşitliği açısından sürekli gelişen bir yargı pratiğine sahiptir. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları, mevcut düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Kadınların boşanma sonrası soyadı kullanımına ilişkin talepleri, hem ulusal mevzuat hem de insan hakları hukukunun evrensel ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Diğer Yazılarımız:

Aile Mahkemelerinde Dava Açmadan Önce Arabuluculuk Uygulanır mı?

Boşanma Davasında Tanıkların Rolü ve Beyanlarının Hukuki Niteliği

Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukukundaki Yansımaları

Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nasıl Hazırlanır?

Boşanmada Ortak Varlıkların Gizlenmesi ve Hukuki Yaptırımlar

Aile İçi Şiddet ve 6284 Sayılı Kanun Kapsamında Koruma Tedbirleri

Yurtdışında Verilen Boşanma Kararlarının Tanınması ve Tenfizi

Çocukla Kişisel İlişki Kurulması ve Görüş Günleri

Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri: Ölçütler ve Uygulama

Nafaka Türleri: Tedbir, Yoksulluk ve İştirak Nafakası Arasındaki Farklar

Zina ve Hayata Kast Sebebiyle Boşanma: Hukuki Şartlar ve İspat Yükü

Velayet Davaları: Çocuğun Üstün Yararı İlkesi ve Yargı Kararları

Evlilik Birliğinin Sarsılması ve Kusur İlkesi Işığında Boşanma Kararları

Av.Mücahit Ahmet Tumbul

2 thoughts on “Boşanmada Soyadı Kullanımı: Kadının Evlenmeden Önceki Soyadını Kullanması

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılarımız

Avukatı Ara