Konkordato kurumu, borçlunun alacaklılarına olan borçlarını tamamen ya da kısmen, belirli bir vadede veya tenzilatla ödeme imkânını elde etmesini sağlayan, iflasa alternatif nitelikte bir borç yapılandırma müessesesidir. Türk İcra ve İflas Hukuku’nda konkordato süreci, borçlunun mali durumunun ciddi anlamda sarsıldığı, ancak varlığını sürdürebilecek nitelikte olduğu hâllerde başvurulabilecek bir yasal koruma mekanizmasıdır. Bu sürecin en önemli taraflarından biri de şüphesiz alacaklılardır. Alacaklıların bu süreçteki hukuki pozisyonlarının ve haklarının ne şekilde korunduğu, sürecin meşruiyeti ve etkinliği açısından büyük önem taşımaktadır.
1. Konkordato Sürecinde Alacaklıların Hukuki Statüsü
Konkordato süreci, yalnızca borçlunun değil, alacaklıların da hukukî menfaatlerini gözeten bir yapıya sahiptir. Nitekim konkordato, borçlunun tek taraflı iradesine değil, alacaklı çoğunluğunun kabulüne dayalı olarak şekillenir. Bu yönüyle konkordato, alacaklıların ödeme planı üzerinde etkin söz hakkına sahip oldukları bir yeniden yapılandırma aracıdır.
Konkordato sürecinde alacaklılar, mahkemece verilen geçici mühlet ve devamında tanınan kesin mühlet süreleri boyunca, borçlu aleyhine bireysel takip işlemi yapamazlar. Bu durum, alacaklının ferdi tasarruf imkanlarını sınırlandırsa da, alacakların eşitlik ilkesine uygun biçimde korunmasını hedeflemektedir.
2. Alacaklıların Delil ve Tespit Hakları
Alacaklılar, konkordato talebinin kabulüyle birlikte yargılama sürecine dahil edilirler. Bu süreçte alacaklılar, alacaklarının borçlu tarafından bildirilip bildirilmediğini kontrol edebilir ve itiraz hakkını kullanabilirler. Mahkeme nezdinde konkordato komiseri tarafından oluşturulan alacaklı listesine karşı yapılacak itirazlar, alacaklının konkordato sürecindeki temel haklarından biridir. Zira ödeme planında yer almak, yalnızca geçerli ve kesinleşmiş alacaklar bakımından mümkündür.
3. Alacaklılar Kurulu ve Oylama Hakkı
Konkordato sürecinin belki de en kritik aşaması, alacaklılar toplantısıdır. Bu toplantıda alacaklılar, konkordato projesi üzerinde görüş bildirir ve oylamaya katılırlar. Oylama, alacak miktarı ve alacaklı sayısı üzerinden hesaplanan çift çoğunluk sistemiyle yapılır. Bu bağlamda, alacaklılar yalnızca pasif bir taraf değil, konkordatonun kabulünü doğrudan belirleyebilecek etkili bir aktördür.
Oylama sırasında her alacaklı, alacağının niteliğine göre oy hakkı kazanır. Teminatlı alacaklar ile teminatsız alacaklar bu noktada farklı değerlendirmelere tabidir. Özellikle kamu alacaklarının konkordatoya katılıp katılamayacağı hususu da, yargı kararları ışığında şekillenmektedir.
4. Denetim, Bilgi Alma ve Dava Hakları
Alacaklılar, konkordato mühleti süresince, borçlunun malvarlığı üzerinde yaptığı tasarrufları ve ödeme planına uygun davranıp davranmadığını takip edebilir. Komiser raporları bu açıdan önemlidir. Alacaklılar, konkordato mühleti boyunca yapılan işlemlere ilişkin bilgi edinme hakkına sahiptirler. Bu şeffaflık, konkordatonun suiistimal edilmesini önleyici bir işleve sahiptir.
Bunun yanı sıra, konkordato projesine itiraz hakkı da alacaklılara tanınmıştır. Alacaklılar, projeyi hukuka aykırı buldukları takdirde konkordato tasdikine karşı itiraz edebilir ve gerekli hâllerde tasdik davası açabilirler.
5. Konkordatonun Tasdiki ve Alacaklıların Korunması
Konkordato tasdik edildiğinde, plan hüküm ifade eder ve tüm alacaklıları bağlayıcı hale gelir. Ancak alacaklılar, alacaklarını plana uygun olarak tahsil etme hakkını muhafaza ederler. Borçlunun plan dışı hareket etmesi hâlinde, alacaklıların konkordatonun feshi davası açma hakkı doğar. Bu durum, alacaklıların sadece başlangıçta değil, sürecin tüm aşamalarında korunduğunun göstergesidir.
Sonuç
Konkordato, alacaklı-borçlu ilişkilerinde denge kurmayı hedefleyen, iflasa alternatif ve sosyal yararı yüksek bir hukuki düzenlemedir. Bu süreçte alacaklıların, yalnızca pasif izleyici değil; alacaklarını korumak ve tahsil etmek amacıyla aktif rol üstlenen taraflar oldukları unutulmamalıdır. Alacaklıların, konkordato prosedüründeki haklarını bilinçli ve hukuki zeminde kullanmaları, hem konkordato kurumunun amacına uygun işlemesini sağlayacak hem de ticari güvenin tesisine katkıda bulunacaktır.
Diğer Yazılarımız:
Şirket Türleri Arasındaki Farklar: Limited ve Anonim Şirket Karşılaştırması
Ticari Sözleşmelerde Dikkat Edilmesi Gereken Hukuki Unsurlar
Ticari İşletme Devri ve Hukuki Sonuçları
Şirketler Hukukunda Genel Kurulun Yetkileri ve Sınırları
Rekabet Yasağı Sözleşmeleri: Şartları, Süresi ve Geçerliliği
İflas Erteleme ve Konkordato Arasındaki Farklar
Ticari Davalarda Delil Yönetimi ve İspat Yükü
Ticari Alacaklarda Temerrüt Faizi ve Uygulama Alanları
Cari Hesap Sözleşmesi ve Uygulamadaki Önemi
Start-Up Şirketlerinin Kuruluş Süreçleri ve Yatırımcı Sözleşmeleri
E-Ticaret Faaliyetlerinin Hukuki Altyapısı ve Şirketleşme Süreci